Analog ve dijital sözcükleri sıklıkla
kafa karışıklığına yol açabilmektedir. Biz bu kavramlar hakkında doğru bir algı
oluşturulmasının hem ölçüm tekniği ve laboratuvar çalışmaları açısından, hem de
günlük yaşam açısından önemli olduğunu düşünüyoruz. O nedenle bu konuyu bir de
kendi bakış açımızdan ve kendi örneklerimizle ele aldık.
Solda Analog Ses Kontrol Düğmesi,
Sağda Dijital Ses Kontrol Göstergesi
Analog sinyaller her
zaman bir sürekliliğe sahiptir. Ancak sayılardan oluşmazlar. Sadece fiziksel
bir fenomen olarak oluşurlar. Eski
televizyon ya da radyolardan örnek verelim. Ses düğmeleri analog olanlardan.
Yani siz düğmeyi çevirdikçe istediğiniz ses düzeyini elde edersiniz. Herşey
elinizin yumuşaklığına ve hassasiyetine bağlıdır. Olay süreklidir. Elbette
yanına bir kadran çizilerek size görsel birtakım yardımcı çizgiler konmuştur
ancak değişim kesintisizdir. Oysa yeni televizyon ve radyolarımızda ses düğmesi
+’ya bastığınızda ekranda gördüğünüz göstergede sayı ya 13 ya da 14 olur. 13,5
olmaz. 13.5 olanı varsa dahi 13.25 yapamazsınız. Yani bir sınır vardır. Sonlu
sayıda seçeneğiniz vardır. Çünkü, o ses ayar sistemi dijitaldir. Seçmeniz
gerekir. İşte ne kadar çok seçeneğiniz varsa ne kadar çok ara değere
hükmedebiliyorsanız çözünürlüğünüz o kadar yüksektir.
Özetle, ya 13
yapacaksınız ya 14. İşte sayılar ve sayısallık(dijitallik). Burada örnek içinde
çözünürlük konusuna da yeri gelmiş iken değindik, ileride teknik olarak biraz
daha açacağız.
Analog sinyaller hep daha
eski bir teknoloji olarak değerlendirilirler ancak bazı çok avantajlı yönleri
de vardır. Süreklilik ve yumuşak geçiş avantajına sahiptirler. Bu nedenledir
ki, bazıları hala plakları CD’lere tercih etmektedir; bu nedenledir ki UHF antenleri
ile izlediğimiz analog televizyon yayınları, bozulmadan önce kumlanır titrer,
karlanır ama dijital uydu yayınları, piksellerine ayrılıp bir anda donup kalır.
Görüntü ya vardır ya yoktur arası da yoktur. Bu nedenledir ki kötü kopyalanmış
düşük kalitedeki (aslında çözünürlüğü düşük) dijital VCD’ler izlerken sizi
rahatsız eder, kare kare olur, ama analog VHS kasetler üstü yıpranmadıkça
kalitede bir yumuşak geçişe sahiptirler. Tabii SVCD, DVD ve Bluray gibi
ortamlarda dijital çözünürlük çok yüksek olduğundan gözümüz artık o pikselleri daha
az ayırt eder ve net hatta çözünürlüğe göre çok net bir görüntü algılar.
Analog sinyaller teorik
olarak sonsuz çözünürlüğe sahiptirler dijital sinyallerin ise ne kadar büyük
olursa olsun sonlu çözünürlükleri vardır. Bu anlamda analog bir sinyalin
çözünürlüğünün her zaman daha yüksek olduğu söylenebilir. Ancak, analog
sinyaller de bozulabilir ve kaliteleri düşebilir. Hem de dijital sonlu sistem
çözünürlüğünde olduğu gibi ne kadar bozulduklarını belirlemek kolay değildir.
Dijital sistemlerin kalitesi sadece tam olarak ölçülebilir değil, aynı zamanda
dü
zeltilebilirdir de. Ancak yine de başta söylediğimiz o teorik sonsuz
çözünürlüklerinden midir bilinmez, hala çoğu kişi plağı CD’ye tercih
etmektedir.
Analog Sinyal + Kaçınılmaz ama Azaltılabilir
Gürültü = Bozulmuş Analog Sinyal
Dijital Sinyaller – Mavi3-bit(düşük) /Kırmızı
16-bit daha yüksek
Peki analog sinyaller
böyle bir yumuşak geçiş kapasitesine sahip iken neden teknoloji dijitale
evrilmiştir? Nedeni basit. Çünkü analog
sinyallerin pek çok dezavantajı da vardır. Kayıt teknolojileri zor ve bozulmaya
açıktır. Dijital dünyada aktarılmaları zordur. Örneğin internet üzerinden
kolaylıkla başka bir yere transfer edilemez ya da sabit diske kaydedilemezler.
Kablolarda yol alırken elektro-manyetik gürültülere çok açıktırlar, bozulurlar
kaliteleri düşebilir. Kalitelerini ölçmek, tanımlamak zordur. Aynı miktarda
analog veriyi depolamak için çok daha yüksek maliyetli ve büyük alanlara
ihtiyaç vardır. En önemlisi de bilgisayarlar tarafından kolaylıkla
işlenemezler. Bu nedenle analog sinyaller en kısa zamanda dijitale çevrilmekte,
her türlü işlem bu şekilde gerçekleştirilmekte ve gerektiği durumlarda tekrar
analog sinyale dönüştürülebilmektedir.
Solda Dijital, Sağda Analog Saat. Bu dijital
saatte sadece 1 dakikalık çözünürlük vardır. Saat ya 11:03’tür ya da
11:04. Sağdaki analog saatte ise akrep
ile yelkovan sürekli bir şekilde ilerlemektedir.
Hazırlayan: Sarp Dinçer,
İnşaat Y. Müh.
TEKNİK DESTEK GRUBU Grup
Koordinatörü